SubConv created subtitle

Uyarı
Telif hakkı sahibi bu Dijital
Çokyönlü Disk'ten oluŞan programın
(film müziği dahil) sadece evde
kullanım haklarını almıŞtır.
Diğer tüm hakları saklıdır.

Uyarı
Telif hakkı sahibi bu Dijital
Çokyönlü Disk'ten oluŞan programın
(film müziği dahil) sadece evde
kullanım haklarını almıŞtır.
Diğer tüm hakları saklıdır.

Uyarı
Telif hakkı sahibi bu Dijital
Çokyönlü Disk'ten oluŞan programın
(film müziği dahil) sadece evde
kullanım haklarını almıŞtır.
Diğer tüm hakları saklıdır.

Uyarı
Telif hakkı sahibi bu Dijital
Çokyönlü Disk'ten oluŞan programın
(film müziği dahil) sadece evde
kullanım haklarını almıŞtır.
Diğer tüm hakları saklıdır.

Uyarı
Telif hakkı sahibi bu Dijital
Çokyönlü Disk'ten oluŞan programın
(film müziği dahil) sadece evde
kullanım haklarını almıŞtır.
Diğer tüm hakları saklıdır.

 

Bu Dijital Çokyönlü Disk'in veya
bir parçasının yetki dıŞı olarak
çoğaltılması , değiŞtirilmesi,
gösterilmesi, kiralanması ,
toplu gösterime sokulması ,
dağıtılması ve/veya yayımlanması
kesinlikle yasaktır.
Bu tür herhangi bir hareket
suç teŞkil eder ve cezai
soruŞturmaya sebebiyet verebilir.

Bu Dijital Çokyönlü Disk'in veya
bir parçasının yetki dıŞı olarak
çoğaltılması , değiŞtirilmesi,
gösterilmesi, kiralanması ,
toplu gösterime sokulması ,
dağıtılması ve/veya yayımlanması
kesinlikle yasaktır.
Bu tür herhangi bir hareket
suç teŞkil eder ve cezai
soruŞturmaya sebebiyet verebilir.

Bu Dijital Çokyönlü Disk'in veya
bir parçasının yetki dıŞı olarak
çoğaltılması , değiŞtirilmesi,
gösterilmesi, kiralanması ,
toplu gösterime sokulması ,
dağıtılması ve/veya yayımlanması
kesinlikle yasaktır.
Bu tür herhangi bir hareket
suç teŞkil eder ve cezai
soruŞturmaya sebebiyet verebilir.

Bu Dijital Çokyönlü Disk'in veya
bir parçasının yetki dıŞı olarak
çoğaltılması , değiŞtirilmesi,
gösterilmesi, kiralanması ,
toplu gösterime sokulması ,
dağıtılması ve/veya yayımlanması
kesinlikle yasaktır.
Bu tür herhangi bir hareket
suç teŞkil eder ve cezai
soruŞturmaya sebebiyet verebilir.

Bu Dijital Çokyönlü Disk'in veya
bir parçasının yetki dıŞı olarak
çoğaltılması , değiŞtirilmesi,
gösterilmesi, kiralanması ,
toplu gösterime sokulması ,
dağıtılması ve/veya yayımlanması
kesinlikle yasaktır.
Bu tür herhangi bir hareket
suç teŞkil eder ve cezai
soruŞturmaya sebebiyet verebilir.

 

1 821 'de, İspanya'nın Meksika'daki
300 yıllık hakimiyeti sona eriyordu.

1 821 'de, İspanya'nın Meksika'daki
300 yıllık hakimiyeti sona eriyordu.

1 821 'de, İspanya'nın Meksika'daki
300 yıllık hakimiyeti sona eriyordu.

1 821 'de, İspanya'nın Meksika'daki
300 yıllık hakimiyeti sona eriyordu.

1 821 'de, İspanya'nın Meksika'daki
300 yıllık hakimiyeti sona eriyordu.

Gn. Santa Anna öncülüğündeki halk
isyanı California'ya yayılmıştı .

Gn. Santa Anna öncülüğündeki halk
isyanı California'ya yayılmıştı .

Gn. Santa Anna öncülüğündeki halk
isyanı California'ya yayılmıştı .

Gn. Santa Anna öncülüğündeki halk
isyanı California'ya yayılmıştı .

Gn. Santa Anna öncülüğündeki halk
isyanı California'ya yayılmıştı .

Köylüler, Genel Vali Don Rafael
Montero'nun ölmesini istiyorlardı .

Köylüler, Genel Vali Don Rafael
Montero'nun ölmesini istiyorlardı .

Köylüler, Genel Vali Don Rafael
Montero'nun ölmesini istiyorlardı .

Köylüler, Genel Vali Don Rafael
Montero'nun ölmesini istiyorlardı .

Köylüler, Genel Vali Don Rafael
Montero'nun ölmesini istiyorlardı .

İspanya'ya dönüş emri almış
olmasına rağmen, -

İspanya'ya dönüş emri almış
olmasına rağmen, -

İspanya'ya dönüş emri almış
olmasına rağmen, -

İspanya'ya dönüş emri almış
olmasına rağmen, -

İspanya'ya dönüş emri almış
olmasına rağmen, -

- Montero son bir hamle yapmadan
görevi bırakmamakta direniyordu.

- Montero son bir hamle yapmadan
görevi bırakmamakta direniyordu.

- Montero son bir hamle yapmadan
görevi bırakmamakta direniyordu.

- Montero son bir hamle yapmadan
görevi bırakmamakta direniyordu.

- Montero son bir hamle yapmadan
görevi bırakmamakta direniyordu.

 

Hadi ama Alejandro, sıra bende.
Ben de bakayım.

 

- Ne yapıyorsunuz?
- Afedersiniz. Zorro'yu bekliyoruz.

- Sizce buraya gelecek mi?

Buna inananlar var.

 

Joaquin, Alejandro, annenize ve
babanıza tabut yapmıştım.

Size de hazırlamak istemiyorum.
Gidin hadi buradan!

 

Alejandro, Joaquin,
derhal manastıra dönün.

 

Don Montero, niçin hala buradasınız?

Sakin olun Don Luiz. Sakin olun.

Santa Anna şehrin beş kilometre
yakınında. Artık gitmelisiniz.

İspanya hükümeti size
müteşekkirdir.

 

Bu topraklar İspanya'nın.

Eğer size devretmezsem
Meksika'nın olacak.

Santa Anna sizin ve ileri gelenlerin
haklarına sadık kalacaktır.

Toprakları ileri gelenler arasında
eşit olarak paylaştırdım.

 

Çocukları meydandan uzaklaştırın.

 

Çocukların yaptığımız şeyleri
görmeleri gerekmiyor.

Görmek istiyorum!
Bırak beni.

 

Zorro?

 

Onu gördüm.
Zorro'yu gördüm. Gel hadi.

 

- Kim bu adamlar?
- Kim mi? Hiçbir fikrim yok.

Üç köylü.

 

Nerede kaldı?

 

Hadi.

 

Teşekkür ederim beyler.

 

Şimdi izninizle, bu eğlenceyi
kaçırmak istemiyorum.

 

Öldürün onu!

 

Onları benim için mi öldürtecektin?

Senin için 1 00 masum insanı bile
öldürtebilirim.

 

Üç insan için üç çizik.
Sana Meksika'yı hatırlatır Rafael.

Buraya geri dönmemeyi hatırlatır.

 

Tornado, sevgili dostum,
bu işler için artık yaşlandın.

Evet, ben de öyle.

 

- Üşümez, değil mi?
- Fazladan bir battaniye var, s.eÑor.

 

İyi prens hiç korkmuyordu.
Tam 1 00 muhafızla savaşıyordu.

Ve sonra, olanca ihtişamıyla
balkona atladı .

''Benim için üç masum insanı
öldürecek miydin?''

''Evet.''

Şimşekler çaktı ve
toprağa yıldırımlar düştü.

Kötü Kral, İyi Prensi süzdü
ve ona şöyle dedi...

 

- Bazı şeyler çabuk unutulur.
- İyi Prens ne yaptı?

Balkondan aşağı atladı ve
sadık atı Tornado'ya binerek -

- evine döndü. Eşi Esperanza'ya,
ve biricik kızı Elena'ya.

Bir daha asla böyle şeyler
yapmayacaktı .

Hikayelerini dinlemeye bayılıyor.

 

Sadece sesimi beğeniyor.
Yakında bunları dinlememeye başlar.

Ben hiç bıkmıyorum.
O neden bıksın?

 

Esperanza...

 

Şimdiden senin kadar güçlü.
Bugün oyuncak atını kırdı .

Diego...
Diego, bana söz vermiştin.

Artık geceleri beklemek yoktu.

İspanyollar evlerine dönüyorlar.
Bugün Zorro'nun son göreviydi.

Bundan böyle beş çocuğumuzla
birlikte yaşlanabiliriz.

- Beş mi?
- Evet. Yetmez mi?

Seni seviyorum.

 

DoÑa de la Vega...
Her zamanki gibi güzel.

Don Rafael, bu ne şeref.
Genel Vali benim evimde.

- Yemeğe kalın.
- Buraya özür dilemeye geldim.

Bu ülkeyi köylülerden koruyamadığım
için özür dilerim.

Sizi kocasız bırakacağım
için de özür dilerim.

Tutuklayın.

 

Kan asla yalan söylemez... Zorro.

Ülkene ve sınıfına karşı ihanet
ettin. Götürün şunu.

 

Durun.

 

Hayır!

 

Ona bir zarar gelmesine asla
izin vermezdim.

O hiçbir zaman senin olmadı ,
onu koruyamazdın.

 

Elena...

 

Her şeyini kaybetmenin
acısıyla yaşayacaksın.

 

Çocuğunun aslında benden olması
gerektiği gerçeğiyle acı çekeceksin.

 

Elena!

 

Bırakın ona sarılayım.
Bırakın sarılayım!

Rafael!

Gözleri annesine benziyor.

 

Rafael!
Benden asla kurtulamayacaksın.

 

YİRMİ YlL SONRA

 

İzlerini s.ürdüm ve
onları geri getirdim

artık ödülümü bana verin,
çünkü...

 

çünkü.. ?

kims.e Jack kadar güçlü değildir
kims.e Jack kadar güçlü değildir

 

Sonunda yola geliyorsunuz. Şarkı
söylemek işinizi kolaylaştırır.

 

Gelin, buraya toplanın,
işte hayatınıza korku salanlar.

Meşhur Murrieta kardeşleri görün.
Soyguncular, at hırsızları , -

- haydutlar ve iğrenç insanlar.
Hey! Buraya gelin.

 

Garcia.
Murrieta kardeşler.

 

Buraya gelin.

 

İzninle, dos.tum.

 

Artık bu adamlar Onbaşı
Armando Garcia'nın kontrolündeler.

- Ödülünü gidip Tlaxco'dan al.
- Bunu aklından çıkar.

- Değerimiz ne kadarmış?
- Hesap ortada... 200 peseta.

 

200 peseta mı? Hepsi bu mu?
Adam başı 200 peseta mı?

- Zaman kaybediyoruz.
- 200 pesos ikinizin ederi.

Ne? Aklını mı kaçırdın sen?
Kabul etme Jack.

 

Kardeşime bir daha dokunursan,
seni öldürürüm.

Evet, öldürür.

 

- Bağlı olduğunuzu sanıyordum.
- Çünkü sen bir aptalsın.

 

At şunu.

 

- Arabada bir sandık var.
- Biliyoruz. Onun için buradayız.

 

Ben, efsanevi Üç Parmak Jack'im
ama adım bile geçmiyor.

Belediye başkanını kaçırma işini
planlayan ben değil miydim?

Bu çetenin belkemiği benim.
Ben olmadan ayakta duramazdınız.

Amigos., adio1s..

 

Git.

Ayağa kalk.

 

Git.

Git.

 

Bunun benim için bir şeref
olduğunu bilmeni isterim.

 

Bedeni gömün. Kafasını getirin.

 

Elbette senden hoşlanıyorum.

Evet, evet, ama acele et.
Ahıra saklan.

Geliyor.

 

Ne istiyorsunuz?
Lütfen bana dokunmayın. Kimsiniz?

 

Don Rafael!

 

Beni dinleyin.

Eğer bir zamanlar maskeli adam Zorro
olarak bilinen kişi içinizdeyse, -

- hemen ortaya çıksın.

Zorro benim!

- Maskemi çaldılar...
- Kapa çeneni aptal bunak!

Zorro benim!
Aradığınız adam benim.

Yalancı !
Ondan daha uzun olduğun ortada.

 

Kokuşmaya başlamadan
götürün onu buradan.

 

Onu buldunuz mu?

 

Ölmüş.

Gemiye dönelim.
Uykuya ihtiyacım var.

 

Genel Vali geri döndü!

 

- Luiz...
- Rafael, görüşmeyeli çok oldu.

- Hem de çok.
- Beni hep kayırırdın.

Bunu, senden şüphelenmemin
özürü olarak kabul et.

 

Gel.
Seni karşılamak için toplandılar.

 

- Don Pedro.
- Don Rafael, hoş geldiniz.

Don Hector.
Don Julio.

Beyler.

 

Lütfen, lütfen.

Beni görmek sizi mutlu etmedi,
bırakalım artık bu numaraları .

Bu karşılama için para aldığınızı ,
hatta tehdit edildiğinizi biliyorum.

Duygularınızı gayet iyi anlıyorum.

Liderlerinize niçin
saygı duyacaksınız ki?

İspanyollar sizleri sömürdü,
Meksikalılar ise görmezlikten geldi.

Peki ya Don'lar..?

Onların da sizleri kandırıp
yalanlar söylediği ortada.

 

Tarihiniz boyunca sizlere
kim yardımcı oldu?

Zorro!
Zorro halkı için savaştı .

 

Evet, Zorro...

Peki o maskeli dostunuz
şimdi nerede, Padre?

20 yıldır ortalıkta hiç görünmüyor.
20 yıl!

Artık kaderimizi kendi
elimize almanın zamanı geldi.

İspanyollar ya da Meksikalılar olarak
değil, Californialılar olarak.

 

Bugün karşınızda maskesiz biri
olarak bulunuyorum.

Sizleri asla yüzüstü bırakmayacağıma
yemin ediyorum.

Ve sizlere söz veriyorum -

- bağımsız bir California için
mücadelenizde yanınızda olacağım.

 

Baba...

 

Beyler, sizleri kızımla
tanıştırmak istiyorum, Elena.

 

Teşekkürler.

 

- Bu çiçeğin kokusunu biliyorum.
- Leylak çiçeğidir.

Bu tür sadece California'da yetişir.
Oysa buraya ilk kez geliyorsunuz.

 

Biraz daha viski ver.

 

- Ya da bunun adı her neyse.
- Önce para.

Önce para.

 

Dur!

 

- Buna ne dersin?
- Gümüş bu!

Elbette gümüş.
En iyisinden.

 

- Nereden buldun bunu?
- Seni ilgilendirmez.

Nereden buldun?

 

Kardeşimindi.
Ama öldü.

 

- Üzüldüm.
- Neden üzüldün?

 

Bunu bir kadeh
içkiye değişmemelisin.

Sence iki kadeh eder mi?

 

Kim bu?

 

- Kardeşimi öldüren adam.
- Dövüşecek durumda değilsin.

Çekil yolumdan ihtiyar.

 

Tekrar denemek ister misin..?
Bir şey değil.

 

- Ne demek bu?
- Hayatını kurtardım.

 

- Onu öldürebilirdim.
- Hayır, öldürmek onun işi.

Seninkiyse içmek gibi görünüyor.
Seni kısa sürede öldürürdü.

Kardeşinin intikamını kim alacaktı?

- Hiçbir dövüşü kaybetmedim.
- Yaşlı bir adama yenildin.

 

- Adın ne senin?
- Alejandro.

 

''Öğrenci hazır olduğunda,
hocası ortaya çıkar.''

Bu adamı öldürmek istiyorsan sana
bunun yollarını öğretebilirim.

- Ve sağ kalıp zaferini kutlarsın.
- Neden yardım etmek istiyorsun?

Bir zamanlar, bundan yıllar önce...

 

...sen de bunu yapmıştın.

 

İnanamıyorum. Bir gün buraya
geleceğimi hiç düşünmemiştim.

- Zorro'nun mağarasındayım.
- Zorro eğitimini burada almıştı .

 

Bunca yıldır neredeydin?
Öldüğünü sanıyordum.

Ölmüştüm.
Şimdilik bu kadarı yeter.

 

Seni son gördüğüm günü hatırlıyorum.
Tam 1 00 adamla dövüşüyordun.

Yaşamış en iyi kılıç kullanan
silahşör sen olmalısın.

Montero o dönemde Genel Valiydi.
Onu hatırlıyor musun?

 

Rafael Montero.
Onu hatırlıyor musun?

Evet. Askerleri çok adam öldürmüştü.

Ve Zorro'nun ebedi
düşmanıydı ... Yani senin.

- Montero geri döndü.
- Onu öldürebilirsin.

Hayır, göz ardı edemeyeceğim önemli
karmaşıklıklar var.

 

Ne tür karmaşıklıklar?

 

Anlaşılan vaktimizi pek
konuşarak geçirmeyeceğiz.

Montero'nun kafasında California
için bir şeyler olmalı , -

- aksi takdirde Yüzbaşı Love'u
asla yanına almazdı .

- Bunun ne olduğunu öğrenmeliyiz.
- Sonra ne olacak?

Eğer hazırsan, ikimiz de
kaderlerimizle karşılaşırız.

O halde başlayalım.

 

- Onu kullanmayı biliyor musun?
- Karşındakine saplarsın.

 

Bu iş uzun süreceğe benzer.

 

Bunun adı eğitim çemberidir.
Bütün dünyan ve hayatın olacak.

Ben aksini söyleyene kadar,
dışındaki her şeyi unutacaksın.

Ben, Yüzbaşı Love var diyene
kadar var olduğunu unutacaksın.

 

Yeteneklerin geliştikçe çemberin
daralacak.

Her yeni çember seni
intikamına yaklaştıracak.

 

- Bu bölümü sevdim.
- Başlayalım mı?

 

Yavaş. Yavaş hamle yap.
Başla.

Yavaş. Tekrar. Yavaş.

Yavaşça... Güzel.

- Güzel. Bu iyiydi.
- Sağ ol.

Hadi.

 

Güzel.

 

İçki zamanı .

 

Mükemmel. Tekrarla.

 

Bir, beş, üç!

 

Altı , dört, iki!

Ve hücum.

 

Birinci ders...
Asla öfkeyle saldırma.

 

İkinci ders...

- Gel benimle.
- Ne?

 

- Peki üçüncü ders ne?
- Dördüncü derse geçmek.

 

Bir daha?

 

- Siyah Endülüs ırkı . Muhteşem.
- Senin eski atına benziyor.

 

Sakin ol, sakin ol.

 

Lanet olası at.
Ne yaptığını sanıyorsun?

Bu gece görüşürüz.

 

Zorro, harika görünüyorsun.

 

Dikkatli olun, s.eÑorita,
etrafta tehlikeli adamlar var.

Eğer birini görürsen,
bana da göster.

 

Dinle. Sana, benim atım olma
şerefini vereceğim.

 

Lütfen s.es.s.iz olalım!

 

İkimiz bir ruh gibi olmalıyız.

 

Dur!

 

Hadi, hadi, hadi!

 

Yakalayın!

 

Öldür.

 

Zorro!
Efsane geri döndü!

 

- Beni tanımazsınız peder...
- Zorro! Seni nasıl tanımam.

Gerçekten sen misin?
Yıllar seni hiç yıpratmamış.

Şimdi konuşacak vaktim yok.
Peder, lütfen saklayın beni.

 

Tıpkı eski günlerdeki gibi.

 

Padre, siz misiniz?
Her şey yolunda mı?

 

Endişelenme kızım. Tanrının
evinde güvenliktesin.

Elbette, Padre.

Günah çıkartmayalı
tam üç gün oluyor.

Üç gün mü? Biraz daha zaman
geçtikten sonra tekrar gel.

- Anlayamadım?
- Dinle, s.eÑorita...

 

Lütfen devam et.

- Dördüncü ilkeye karşı geldim.
- Birini mi öldürdün?

- Dördüncü ilke bu değil.
- Elbette değil.

İlkelerin en kutsalına nasıl
karşı geldiğini anlat bana.

- Babamı küçük düşürdüm.
- Belki bunu hak etmiştir.

- Ne dediniz?
- Anlatmaya devam et dedim evladım.

Babamın benden beklediği gibi
davranmaya çalışıyorum.

- Ama kalbim çok vahşi.
- Çok mu vahşi?

- Evet.
- Daha açık olabilir misin?

Bir erkeğe karşı hislerim var.
Siyah bir maske takan biri.

 

- Derinden gelen bir sesi mi var?
- Evet.

- Yakışıklı bir genç mi?
- Yüzünün yarısı kapalıydı .

Ama gözlerindeki ışık
beni benden aldı .

Yüreğimde bir sıcaklık var.

İhtiraslı bir sıcaklık mı?

 

Evet, ihtiraslı .

 

Beni bağışlayın.

 

Seni bağışlıyorum.

 

Sunağa bakın.

 

Her yeri arayın.
Arka tarafı , odaları , her yeri.

- Burası Tanrının evidir.
- O dönene kadar gitmiş oluruz.

 

SeÑorita,
kötü bir şey yapmamışsınız.

En büyük günah, yüreğinizden
gelenleri inkar etmek olurdu.

Artık gidin.

 

Elena.

 

- Ne arıyorsun burada?
- Günah çıkartıyordum.

Kime?
Rahip burada.

 

Geri çekil Elena. Lütfen.

 

Bayan Montero'ya dua et,
sonra hesaplaşacağız.

 

At! Buraya gel.

 

Kara! Yıldırım! Fırtına!

Sersem! Çabuk buraya gel!

 

Seni uyarıyorum.
Başka bir at bulurum.

 

Evet?

Nasıl buldun?

 

Efendim, siyah bir aygır edindim,
bir de ''Z'' yazdım...

 

Artık Zorro'nun döndüğü biliniyor.

Bir at çalmakla o maskeyi takmayı
hak ettiğini mi sanıyorsun?

 

Dikkatli ol.

 

Sen bir hırsızsın, Alejandro.
Zavallı bir soytarısın.

Zorro, halkına hizmet ederdi,
senin gibi şöhret peşinde koşmazdı .

Bir soytarıydı .

 

- Zorro gerekli olanları yapardı .
- Ona yine ihtiyaç var.

Senden yardım istemedim ama
buraya dövüşmeyi öğrenmeye geldim.

Senin gücünü ve cesaretini almaya.

Bunları kullanmayı denediğimde
beni yüzüstü mü bırakıyorsun?

Sana bir şey söyleyeceğim.
Bu derslerden sıkıldım.

Hazır olduğumu söyleyeceğin
günü beklemekten yoruldum.

Benim kendi hesaplarım var,
yeni bir hayata başlayacağım.

Bunu burada yapabileceğimi
sanmıştım ama yanılmışım.

 

Alejandro!

En garde!

 

Silahını seç.

 

Montero, California'nın bütün
ileri gelenlerine bir davet veriyor.

İşe yaramak istiyorsan,
aralarına casus olarak katılırsın.

 

- Anladığımı sanmıyorum efendim.
- Yeteneklerin gelişiyor, Alejandro.

Ama sana ulaşamayacağın bir şey
daha vermem gerekiyor.

- Nedir o?
- Çekicilik.

 

Ne demek bu?

 

Montero'yu bir beyefendi olduğuna
ikna edebilirsen -

- seni yakın çevresine
dahil edecektir.

 

Ben mi?

Bir beyefendi mi?

- Çok çalışmamız gerekecek.
- Evet...

 

Halime bak. Bu, benim yaptığım
en aptalca şey.

- Bundan emin olma.
- Bu iş asla yürümez.

Evet, yürür. Bir beyefendi bir şey
söylerken başka türlü düşünebilir.

- Ya Montero seni tanırsa?
- Montero gerçek bir asildir.

Asla bir hizmetkarın gözünün
içine bakmaz. Sen beni dinle.

Beni dinle!

Bu çok önemli, oradan sakın
diğerlerinden sonra ayrılma.

 

- Bu gece sana iyi şanslar.
- Teşekkürler.

Dik dur.
Çekici ol.

Çekici.

 

Don Rafael Montero?
Don Alejandro del Castillo y Garcia.

Tam bir İspanyol selamlaması .
Bunu yıllardır görmüyordum.

- Babamın katı kuralları vardı .
- Babanız kimdir?

- Don Bartolo del Castillo.
- Ne yazık ki onunla tanışamadık.

 

İspanya'dan geçen hafta geldim.

Ailemin taşınmazlarını
denetliyorum.

 

İspanya Kraliçesi İsabella
bize son derece cömert davrandı .

Çok etkileyici.
Buraya niçin geldiniz?

California'ya döndüğünüzü duydum,
Kraliçe sizden övgüyle bahsediyor.

 

California kaybedilince sarayın
gözünden düştüğümü sanıyordum.

 

Sadece belli çevrelerde.

Majesteleri, o talihsiz gelişmelerde
bir hatanız olmadığını biliyor.

Geleceği görenler için orası hala
bir fırsatlar ülkesidir diyordu.

- Siz geleceği gören biri misiniz?
- Gelecekle ilgili arayışlarım var.

 

Ama zamanlamam çok kötü.
Başka bir zaman gelebilir miyim?

 

Hayır, bize katılırsanız
bundan şeref duyarım.

O şeref bana ait.

Size kızım Elena'yı tanıştırmama
izin verin.

 

Memnun oldum.

 

Korkarım hanımefendi için bir
hediyem yok, ama durun biraz.

 

- Teşekkürler.
- Zevkti.

 

Bernardo, gidiyoruz.
SeÑorita. Caballero.

 

Don Alejandro.

- Bize katılmanızı arzu ediyoruz.
- Memnuniyetle, s.eÑorita.

 

Ah, Don Alejandro.

Beyler, sizleri Don Alejandro del
Castillo y Garcia'yla tanıştırayım.

Yüzbaşı Harrison Love.
Bir Don değil, ama bizim gibi biri.

 

Siz, şu efsanevi haydutun
peşindeki adam değil misiniz?

- Pek efsanevi olduğu söylenemez.
- Yakalandı mı?

- Yakalanması çok sürmez.
- Haydut kaçmış olabilir.

Ama bizler günah çıkartmadan önce
çok iyi düşünmek zorundayız.

 

Teşekkürler.

 

Don Hector, size katılmıyorum.
Özgürlükler verilene kadar -

- bence duvarlara daha
çok Z'ler kazınacaktır.

 

Don Alejandro,
siz ne düşünüyorsunuz?

Bence...
Her sürünün çobana ihtiyacı vardır.

Ama bu Zorro denen yaratık değil.

O maskeyi muhtemelen kel kafasını
gizlemek için takıyordur.

 

- Ona kahraman diyenler var.
- Kahramanlık, romantik bir hayaldir.

- Tıpkı asalet gibi.
- Elena, bu kadarı yeter.

Kahramanlık arzulanan bir şeydir,
küçümsenmemelidir.

Bütün o silahlı çatışmalar ve
at üzerinde kovalamacalar -

- doğrusu başımı ağrıtıyor.
Bunlar, beyefendilere göre değil.

Beyefendilere göre olan ne?
Arabalara inip binmek mi?

Hayır, ama varlığını artırarak
hanımlara rahatlık sağlamak.

Sizin gibiler için.

 

Siyasete kadınca bir bakış.
Ne diyebilirim ki?

 

Bu bir parti, öyle değil mi?
Bu dansı bana lütfeder misiniz?

 

Memnuniyetle.

 

- Bir şey mi arıyordunuz?
- Günlük hayatın mucizelerini.

Öyle mi? Başka yerlerde aranın.
Dans etmeye çabalıyoruz.

Siz çabalıyorsunuz.
O başarıyor.

Bağışlayın Yüzbaşı .
Küstahça bir şakaydı .

Umarım sonuncu olmaz.
Don Rafael sizi çağırıyor. Hemen.

 

Daha hareketli şeyler denersek bunu
bir eşitsizlik olarak mı görürsünüz?

Hayır, tam tersine.

Ter kokusundan rahatsız
olmanızı istemem.

 

Bugünlerde Madrid'te böyle
dans ediyorlar.

Kızınız yetenekli bir dansçı .

''Yetenekli''. Bu zarif ifadeniz
için teşekkür ederim.

 

- Sizi kırdıysa özür dilerim.
- Hayır, hayır, hayır...

Çok genç ve heyecanlı ,
ancak güzelliği mukayese edilemez.

Ve babasının liderlik vasıfları
onda hissedilebiliyor.

 

Don Rafael..!

 

Kraliçenin parasal konulardaki
danışmanı olarak, -

- sizi sarayda ona takdim etmek
bana zevk verecektir.

 

Avluda buluşalım. Sizinle
paylaşmak istediğim bir şey var.

Bir öngörü.

 

Değerli dostlarım...

Bu ülkeyi yönettiğimiz yılları
hepiniz hatırlıyorsunuzdur.

Seviyeli bir yönetimi tercih edip
hepimiz birer servet sahibi olduk.

Ancak kendi kaderimizi
hiç düşünmedik.

 

Artık öteden beri bizim olması
gerekeni isteme zamanıdır.

Dostlarım...

Sizlere, bağımsız California
Cumhuriyetini sunuyorum.

 

Buradaki herkesin size borcu var.
Verdiğiniz arazilerle zengin olduk.

Ama tavırlarınızı da sorgulamalıyız.

Geldiğiniz gün,
hepimizi aptal yerine koydunuz.

- Sadece kalabalığa sesleniyordum.
- Peki şu anda ne yapıyorsunuz?

Santa Anna'ya karşı
ayaklanma mı öneriyorsunuz?

- Onu yenemeyeceğimizi biliyorsunuz.
- Ben bir ayaklanma önermiyorum.

Ben satın almayı öneriyorum.

Santa Anna, Birleşik Devletlere
karşı çok pahalı bir savaş veriyor.

Tüm servetimizi ortaya koysak bile
bu ülkeyi satın alamayız.

- Ben onunla anlaştım bile.
- Hayal aleminde yaşıyorsunuz.

 

Niçin bu hayali
hep birlikte paylaşmıyoruz?

 

Eğer yarın buluşursak endişelerinizi
yok edecek bir geziye çıkabiliriz.

 

Dostlarım, sizlere...
El Dorado'yu sunuyorum!

 

Neyse ki Santa Anna'nın
bu altının varlığından haberi yok.

Külçelerin üzerinde İspanya
mühürü bulunuyor.

 

Durumu kavrayabiliyor musunuz?

İki gün sonra bu ülkeyi
Santa Anna'dan satın almış olacağız.

Hem de kendi altınlarıyla.

 

- Bu insanları nereden buldunuz?
- Nereden olsa bulurduk.

Dahiyane.

 

Bu bir madencilik işlemidir.
Önce kazıyorduk, artık patlatıyoruz.

 

Yani,
California'nın geleceği bu mudur?

Benim öngörüm bu, evet.

 

Buraya bakın.
Doğrusu sizleri görmeyeli özlemişim!

Çakallar insan kılığına
girmişler ve aramızda dolaşıyorlar.

Hoş geldiniz.
Cehennemin dibine hoş geldiniz.

Bize, yitirilenler diyorlar,
ama tamamen ortadan kaybolmadık.

- Sadece bizi bulamıyorlar.
- Dur! Sen. Seni tanıyorum.

Elbette tanırsın ağaçkakan suratlı .
Ben, Üç Parmak Jack.

Ve sizler de güzel giysiler içinde -

- güzel kokular sürünmüş,
aşağılık katillersiniz.

Aldırmayın. Sıradan bir hırsızdır.

Sıradan olduğum doğru.
Sizlerle mukayese edilemem.

Ben, altın ve para çalarım.
Ama siz, insanların hayatlarını .

Hepinize lanet olsun!
Atalarınıza da lanet olsun.

 

Ağaçkakan mı?

 

Gülünç bir durum mu var Yüzbaşı?

Tuhaf bir durum.

Bu adamı havada uçarken
ikinci kez vuruyorum.

 

Don Alejandro!
Sizinle yalnız görüşmeliyiz.

- Belki başka zaman.
- Bugün. Ve yalnız.

 

İyi günler, Bernardo.

İyi günler, s.eÑorita.

- Sesiniz huzur veriyor.
- Huysuz bir attır.

Evet, bunu anlıyorum.

Don Alejandro'ya ne zamandır
hizmet ediyorsunuz?

Bir ömürdür onunlayım gibi geliyor.
Bağışlayın efendim.

Önemli değil, Bernardo.
Konuştuklarımızı bilmeyecek.

Don Alejandro kafamı karıştırıyor.

Bazen son derece kaba
ve iddialı oluyor.

Ama bana bakışı ve
benimle dans edişi...

Sanki iki farklı
erkek gibi.

 

- Annenize çok benziyorsunuz.
- Nereden biliyorsunuz?

Şey... Don Rafael'e
benzediğiniz pek söylenemez.

 

Babam da annem gibi
davranmamı istiyor.

- Çok düzenli bir kadınmış.
- Onu böyle mi tanımlıyor?

- Evet. Ama ona inanmıyorum.
- Daha çok sizin gibi olmalı .

 

Olabilir.
Onu böyle bilmek isterdim.

 

NiÑera 'm bir keresinde, ölenler bizi
dolunayda görebiliyorlar demişti.

Küçükken geceleri evden kaçıp atla
Endülüs'te gezintiler yapardım.

Kim olduğumu anlaması için
gökyüzüne el sallayıp dururdum.

 

- Anneniz neden ölmüş?
- Benim doğumum sırasında.

 

Babam ondan pek bahsetmez.
Sanırım ona acı veriyor.

Evet...

 

Sevdiğiniz birini kaybetmek
nedir iyi bilirim.

 

Yıllar önce ben de kızımı kaybettim.

 

Sizi görünce aklıma hep babalığın
nasıl bir duygu olduğu geliyor.

 

- Anneniz sizinle gurur duyuyordur.
- Teşekkürler.

 

Bunu sormak zorundayım...
Daha önce hiç karşılaştık mı?

Hayır, nereden çıkardınız bunu?

 

Çok tuhaf...
Sesiniz hiç yabancı gelmiyor.

İspanya'da bulundum ama siz
o zamanlar doğmamıştınız.

Anlıyorum.
Her neyse, sesiniz çok güzel.

 

Teşekkürler.

- İyi günler, Bernardo.
- İyi günler...

 

...Elena.

 

Compa Yerlilerinin düşmanlarını
yediklerini biliyor muydunuz?

En çok da gözlerini severlermiş.

 

Olaylara düşmanın gözüyle
bakabilmek çok değerlidir.

 

Ne kadar da kabayım.
Bir içki alır mıydınız?

 

Hayır mı?
Başka bir yılın mahsulü olsa?

 

Bence siz hastasınız.

Kavanozların içindeki kafalar ve
eller canınızı sıktı galiba.

 

Evin bakıcısını kovmalısınız.

 

- Kim bu?
- Bir düşman.

 

Yakında onunla aynı kaderi
paylaşacak bir de kardeşi var.

 

Size iyi şanslar.

 

- Sağlığınıza.
- Murrieta'nın kardeşi ol, olma...

Göründüğünden farklı olduğun belli.

Belki bir gün sizin gözünüzle
nasıl göründüğümü görebilirim.

 

Çok güzel.

 

Fiyatı ne kadar bunun?

 

Annenizin anısına bir
hediye olduğunu söylüyor.

 

- Annenizi çok severmiş.
- Yanılıyor olmalı .

Annem yıllar önce İspanya'da öldü.

 

Sizin Esperanza ve Diego de la
Vega'nın kızı olduğunuzu söylüyor.

Sizin dadınızmış.
Beşiğinize çiçekler bağlarmış.

 

Üzgünüm ama bunu kabul edemem.

 

Alejandro...

Beni dinle. Madene giden
yolu bulabilir misin?

 

Hayır.

Arabanın pencereleri kapalıydı .

- Yakınlarına bile güvenmiyor.
- Ben de güvenmezdim.

Montero'nun çalışma odasındaki
kasayı açmalısın.

- Planlarını öğrenmelisin.
- Madendeki insanlar ölüyorlar.

Ama benim tek düşünebildiğim...
Yüzbaşı Love.

Çok yakında istediğin
şekilde karşına çıkacak.

 

- Kardeşimi özlüyorum.
- Kardeşin öldü. Bir kenara bırak.

Nasıl?

 

Nefret duygularıyla yüklüyken benden
beklenenleri nasıl yapabilirim?

 

Gizleyerek.

 

Bununla.

 

Santa Anna transferi yarından
sonra yapmamıza ikna oldu.

Altını sekiz kilometre kuzeyde
teslim etmemizi istiyor.

 

Madenden yeterince uzakta.
Bence bir tehlike yok.

Kabul ettiğimizi söyle.
İyi bir iş yaptın, Luiz.

 

Bağımsız California
Cumhuriyetinin şerefine.

 

Don Rafael!

 

Tepelere adam yolladın mı?
Nöbetçi sayısını artırdın mı?

 

- Alt tarafı bir tek adam.
- Sıradan bir adam değil. Zorro bu.

Madenden haberi olmalı .
Yoksa buraya gelmezdi.

- Nasıl haberi olabilir...
- Bunun bir önemi yok.

Santa Anna olanları öğrenirse
hepimizi öldürtür.

Anlıyor musun?

 

O halde delilleri yok etmeliyiz.
Patlayıcılarla madeni uçuralım.

- Peki ya işçiler?
- Tüm delilleri yok etmeliyiz.

 

Bu belgeleri
kasaya kilitle.

 

Muhafızlar!

 

- Şu çok bahsedilen Zorro.
- Hayır. Şu Efsanevi Zorro.

 

Atın silahlarınızı !
Söyle şunlara.

Dediğini yapın.

 

İzninle.

 

Gelin. Durun.

Pencereye dönün.

 

Şimdi eğilin ve
ayaklarınıza dokunun.

 

Eğilin dedi!

 

İzninizle Yüzbaşı Love.
Teşekkürler.

 

Öldürün onu!

 

Günaydın, s.eÑor.

 

- Günaydın, s.eÑorita.
- Geri ver onu.

Babamdan çaldığın her neyse,
onu hemen bana vereceksin.

Hayır.

 

Gidin başımdan.

 

Size gerekli dersi
vermek için zamanım yok.

Dört yaşımdan beri gerekli
tüm dersleri aldım ben.

 

Fena değil.

 

Hiç fena değil.

 

İşimi zorlaştırıyorsunuz.
SeÑorita...

 

Kımıldamayın.

 

- Pes ediyor musunuz?
- Asla.

- Bağırabilirim.
- Anlıyorum.

Bazen böyle etkilediğim olur.

 

İzninizle.

 

Hoşça kalın, s.eÑorita.

 

- Ne oldu?
- Zorro'yla dövüştüm ve gitti.

- Onu tanıdın mı?
- Hayır, ama genç ve güçlü biriydi.

- Çok güçlüydü baba.
- Çok mu güçlü?

Evet.

 

Gidelim!

 

Hadi!

 

İşte. Vadi burası .
Maden burada.

En fazla 25-30 muhafız var.

- Zorro üstesinden gelebilir.
- Ben seninle gelmiyorum.

Ben seninle gelmiyorum.

Yapmam gereken bir şey var.
Kişisel bir mesele.

 

- Peki ya mahkumlar?
- Bundan fazlasını yapamam.

- Yapamaz mısın?
- Onlara hayatımı verdim.

Karım gözümün önünde öldürüldü ve
kızım düşmanımın elinde büyüdü.

 

Montero mu?

 

Elena...

- O senin kızın.
- Benim kızımdı .

 

Demek,
gidip intikam alacaksın.

Hayır, kızımı alacağım. Ona karşı
olan duygularını saklamaya kalkma.

Bu doğru. Ama bana kişisel konuları
bir kenara bırakmamı öğretmiştin.

- Bu bir yalan mıydı?
- Bunu anlamak için çok gençsin.

Neyi anlamak için? İhaneti mi?

Onca çalışma, onca eğitim,
onca güzel söz ne içindi?

Kardeşimin katilinin yüzüne kendi
planın yürüsün diye mi güldüm ben?

 

Sana mücadelen için
gerekli her şeyi öğrettim.

Artık yüreğimin sesini dinlemeliyim.

Hayatımda sadece Elena kaldı .
Onu tekrar kaybedemem.

 

Peki ya California?
Ya bu insanlar?

Onların Zorro'su var.

 

Bütün bölge kontrol altında. Eğer
ortaya çıkacak olursa...

- Siz iyi misiniz?
- Ordun savaşmaya hazır mı?

- Hayır efendim.
- O halde iyi değilim.

Bu işi başarıyla bitirmemizi
istediğinden bile emin değilim.

Atımın bile orduyu senden daha
iyi yöneteceğine inanıyorum.

 

Onu bulacağımı söyledim.
Mutlaka bulurum.

 

Seni arama zahmetinden kurtarayım.
Hadi, davran silahına Yüzbaşı .

 

- Kimsin sen?
- Seni çok önce uyarmıştım Rafael.

 

- Benden asla kurtulamazsın.
- De la Vega.

 

- Rafael...
- Dün gece gördüğüm sen değildin.

- Don Alejandro'ydu.
- Evet.

Ama o maskeyi gururla
takacak çok insan var.

Hiç fark etmez, artık gelişmeler
durduramayacağın bir yola girdi.

Seni durdurmaya gelmedim.
Elena'yı çağırt.

 

Çağırt hadi.

 

Yüzbaşı ... Kızımı buraya getir.

 

Kızımı getir dedim!

 

Bu anı nasıl
hayal ettiğimi bilemezsin.

Gece gündüz, tam yirmi uzun yıl.

Öyle mi?
Sen benim aklıma bile gelmedin.

- Ölürsem gerçek de benimle ölür.
- Göreceğiz.

 

- Bernardo, ne yapıyorsun?
- Söyle ona, Rafael.

 

- Neyi söylesin?
- Gerçek babanın kim olduğunu.

 

Ne diyor bu adam?

 

Bu adam eskiden kızını kaybetmiş
ve şimdi seni kızı sanıyor...

 

Annesinin nasıl öldüğünü anlat.

 

Senin kızın artık yok de la Vega.
Benim kızımı da alamazsın.

De la Vega mı ..?

Kasabadaki kadın da bana...

Diego de la Vega mı?

 

Baba?

Adı tamamen bir benzerlik.

 

Dadımın beşiğime bir şeyler
astığını söylemişlerdi.

Evet,
hep taze çiçekler asardı .

Hayır!

 

Esperanza'nın öldüğü gece aramızda
başlayanları gel şimdi bitirelim.

At kılıcını , yoksa seni vurdurmak
zorunda kalacağım.

Bunu kızımın huzurunda da yaparım.

 

Lütfen.

 

Çiçek asardı . Leylak çiçeği.

 

Rafael...

 

Artık biliyor.

 

Su getir!

 

Kilitleyin şunları !

 

Fitiller yanıyor.
Acele edin.

 

Gidelim!

 

Burada bekleyin!

 

Arabayı koruyun. Dikkatli olun.

 

- De la Vega.
- Rafael.

 

Bir tek sorum var.

 

Öyle mi? Neymiş?

 

Parçalarını teşhir
etmem hoşuna gider mi?

 

- Artık seni öldürebilirim.
- Hayır!

 

At kılıcını . At dedim.

 

Kızımı öldürebileceğime
gerçekten inandın mı?

 

Beni özledin mi?

 

Elena! Onları dışarı çıkart!

 

- ''M''... Murrieta için.
- İki kardeş. Biri ölü.

 

İyi gidiyorsun. Kardeşin olsaydı
çoktan pes ederdi.

 

Alejandro.

 

- Bitti mi?
- Evet Don Diego. Bitti.

 

Zorro için bitmez. Başka zamanlarda
başka mücadeleler olacaktır.

Bu artık senin kaderin.

 

Güzel Elena'm benim...

 

Dünya tuhaf bir yer.

- Seni tekrar kaybediyorum.
- Beni asla kaybetmeyeceksin...

 

Baba.

 

Annene çok benziyorsun.

Aynı gözler.

Aynı ağız.

Aynı ruh.

 

Alejandro...

 

...Elena.

 

Olan olmuştu.
Şimşekler gökleri yardı.

Yıldırımlar her yeri s.ars.tı.
Sonra s.es.s.izlik hakim oldu.

Zorro olarak bilinen
büyük savaşçı ölmüştü.

Ülkenin insanları onun için büyük
bir cenaze töreni düzenlediler.

Cesur kahramanlarıyla vedalaşmak
için çok uzaklardan geldiler.

 

Merak etme küçük Joaquin. Büyük
iyilikler hatırlandığı sürece, -

- büyükbaban da yaşayacak.
Çünkü her zaman bir Zorro olmalı .

Ve bir gün ihtiyaç duyarsak,
onu yine karşımızda göreceğiz.

Tornado'ya binip rüzgar gibi uçacak.
Kılıcı gün ışığında parlayacak.

 

Atlayacak, sıçrayacak...
Aslanlar, kaplanlar gibi dövüşecek!

Dövüşürken...

 

...çok dikkatli olacak.

Sence bir bebek
böyle mi uyutulmalı?

 

İyi uykular oğlum.

 

Rüyamda Zorro'yu göreceğim.

Onu hangi yüzüyle görmeliyim?

Onun çok farklı yüzleri oldu ama,
seni daima çok sevdi.

 

Böyle bir erkek reddedilir mi?

- Sence nerede olabilir?
- Zorro her yerde olabilir.

 

Ağlama hayatım.

 

Türkçe Altyazı - lFT